Nisan 2025

Yasuhiro Suzuki’nin “Fermuar Teknesi”

Nisan

SU ÜZERİNDE İLERLEYEN DEV FERMUAR

T

asarım ve mühendislik dünyasında, her zaman sınırların ötesinde düşünebilen cesur isimler vardır. Japon tasarımcı Yasuhiro Suzuki de işte bu isimlerden biri. Suzuki’nin tüm dünyada ses getiren dev fermuar teknesi, sanat ve tasarım dünyasında büyük yankı uyandırdı. Çünkü bu sıra dışı tekne, suyun yüzeyinde bir fermuar izlenimi yaratarak ilerliyor ve işlevselliği etkileyici bir görsel etkiyle birleştiriyor.

Nisan

Tekne, gövdesi boyunca uzanan uzun ve tırtıklı bir “fermuar” tasarımına sahip. Hareket ettikçe, fermuarın sudaki yansıması suyun açılıyormuş gibi görünmesini sağlıyor. Bu, sıradan bir deniz yolculuğunu büyüleyici ve gerçeküstü bir deneyime dönüştüren görsel bir illüzyon yaratıyor. Tekne standart bir motorla çalışıyor ama fermuar tasarımı hareket esnasında görsel etkiyi en üst düzeye çıkarıyor.
Bu form ve işlev dengesini sağlamak için mühendisler ve gemi mimarlarıyla yakın iş birliği içinde çalışan Yasuhiro Suzuki fermuar şeklinde bir tekne tasarlama fikrinin ortaya çıkışını şu sözlerle anlatıyor: “Tokyo Körfezi’ne bir uçak penceresinden bakarken, suyun üzerinde hareket eden gemi ve tekneler ile geride bıraktıkları dalga izleri bana fermuarları hatırlattı. Bu bana, bir fermuar ucu şeklinde radyo kontrollü bir tekne yapma fikri verdi. Bunun gerçek bir fermuar ucundan farkı ise her zaman aynı rotada ilerlememesiydi.”

Nisan

Suzuki, teknedeki koltukların sınırlı alanı en verimli şekilde kullanmak amacıyla birbirine bakacak şekilde yerleştirilmesi konusunda ise şöyle diyor: “Karşılıklı oturan insanlar doğal olarak bacaklarını zıt yönlere uzatınca, bu durum fermuarın birbirine geçen dişlerini andırdı ve bunu fark edince hepimiz kahkahalara boğulduk. Böylece, teknenin iç kısmının aslında fermuar açılmadan önceki kapalı alanı temsil ettiğini fark ettik.” Görsel ve sanatsal cazibesinin ötesinde, Suzuki’nin fermuar teknesi sürdürülebilir tasarım alanındaki trendlere de uyum sağlıyor. Hafif ve çevre dostu malzemelerin kullanımı, inovasyonun çevresel sorumluluktan ödün vermeden de mümkün olduğunu gösteriyor.