İ
spanya’nın Valencia şehri, Ocak ayında 2024 yılı Avrupa Yeşil Başkenti
olarak resmen göreve başladı. Halihazırda 5 milyon metrekarelik
yeşil alanı bulunan kentin sakinlerinin tamamı önemli bir yeşil alana
300 metreden kısa bir mesafede yaşıyor. Ama elbette Yeşil Başkent
olmak için tek sebep bu değil. Valencia’dan önceki yıllarda Estonya’nın
Tallinn ve Norveç’in Oslo şehirlerinin layık görüldüğü bu unvan Avrupa
Komisyonu tarafından çevre konusunda örnek teşkil eden bir kente
veriliyor ve daha sürdürülebilir programları finanse etmesi için kazanana
600.000 Euro ödül sunuluyor.
Şimdi gelelim Valencia’nın yeşil alanlarına… Şehri boydan boya kesen
dokuz kilometre uzunluğunda dönüştürülmüş bir nehir yatağı olan Turia
Doğa Parkı kentin en değerli ortak alanlarından biri. 1957 yılında yaşanan
ölümcül sel felaketinin ardından nehrin yönü değiştirilmiş ve Turia’nın
çok şeritli bir otoyol olması planlanmış. Ancak Valencia halkının daha
fazla yeşil alan talebi Turia’yı ortak bir değer haline getirmiş. Bugün
Turia, mahallelerdeki meyve bahçelerini Akdeniz’e bağlayan yeşil bir şerit
âdeta. Hafta sonu parkta bulunan spor tesislerinin her noktasında bir
eğlenceye rastlamak mümkün. Futbol, rugby ya da beyzbol maçı yapanlar,
kaya tırmanışçıları, baobab ve selvi ağaçlarının altında güneşin tadını
çıkaran aileler… Park aynı zamanda Star Wars ya da Westworld gibi birçok
bilimkurgu yapıtının çekimine ev sahipliği yapan Sanat ve Bilim Şehri’ni
de bünyesinde barındırıyor.
Valencia’nın Yeşil Başkent seçilmesi hakkında konuşan turizm ve
inovasyondan sorumlu meclis üyesi Paola Llobet, “Bence bu, ortak
çalışmalarımızın Avrupa Topluluğu tarafından tanınması anlamına
geliyor,” diyor. “Bu, toplum olarak yıllardır mahallelerde inşa ettiğimiz bir
şey. Meyve bahçelerimizi, plajlarımızı, denizimizi, Albufera doğal parkını
ve daha fazlasını koruyoruz.”
Llobet’in meyve bahçelerini anması boşuna değil. Valencia’nın bereketli
yeşil alanlarının en büyük hediyesi meyve ve sebzeler. Valencia belediye
pazarları, 120 kilometrekareden fazla bir alanı kaplayan meyve ve sebze
bahçeleriyle çevrili. Bu da Avrupa Komisyonu’nun nakliye maliyetlerini
ve karbon emisyonlarını azaltmak amacıyla gıdaların satıldığı ve yenildiği
yerde yetiştirilmesini ve işlenmesini savunan Slow Food hareketinin
mükemmel bir örneği. Elbette bu kadar bereketli topraklar bu ürünlerin
değerlendirildiği restoranlara da ev sahipliği yapıyor. Michelin yıldızlı
şefler restoranlarında taze ve yerel ürünleri kullanarak oluşturdukları
menüleriyle tabiri caizse şov yapıyor!
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Görünen o ki dünyanın en yeşil şehirlerinde dolaşan bu unvan için
Valencia yıllardır altyapısını güçlendiriyor. Bu yıl, güneşli şehri keşfetmek
için en uygun zamanlardan biri olabilir, zira yıl sonuna kadar şehirde
hem kültürel hem de iklim değişikliği üzerine 400’den fazla etkinlik
düzenlenecek.