Web sitemizde çerezler ve benzeri izleme teknolojileri kullanılmaktadır. Çerezlerin ve benzeri izleme teknolojilerinin pazarlama/reklam faaliyetleri, sitemizin daha işlevsel kılınması ve kişiselleştirilme amaçlarıyla kullanımına onay verebilir veya ‘’Tercihler’’ butonu ile çerezleri yönetebilirsiniz.
Haziran 2024
Birkin davası
TÜM GÖZLER BU DAVADA!
ermès’in Birkin çantası zarafeti ve nadir bulunmasıyla ün kazanmış en ikonik parçalardan. 1984 yılında Hermès’in sanat yönetmeni tarafından İngiliz aktris ve şarkıcı Jane Birkin için tasarlandığı günden beri ününden hiçbir şey kaybetmedi. Sınırlı sayıda üretilmesi ve bazı alıcıların ona kavuşmak için yıllarca süren uzunluktaki bekleme listelerine dahil olmasıyla hep gündemde oldu. Ancak bu sefer durum biraz farklı. Yakın zamanda bu prestij çantanın şöhretine leke sürecek olaylar yaşandı ve moda dünyasında büyük yankı uyandırdı. Hermès müşterileri markanın yanıltıcı pazarlama ve satış taktikleri nedeniyle maddi ve manevi zarara uğratıldıklarını iddia ederek yasal yollara başvurdu. İşte o iddialar…
Dava, Los Angeles’ta yaşayan bir grup yüksek profilli müşterinin şikayetleri üzerine açıldı. Müşteriler, Hermès’in özellikle çanta satışlarında sahte “kıtlık” yaratarak fiyatları yapay olarak yükselttiğini ve müşterileri aldatıcı bir şekilde yönlendirdiğini iddia etti. Dava dosyasına göre, Hermès’in en çok talep gören modellerinden olan Birkin ve Kelly çantaları, nadiren stoklarda bulunuyor ve bilindiği üzere müşteriler bu çantaları elde edebilmek için aylarca, hatta yıllarca beklemek zorunda kalıyor.
Üstelik bir Birkin çantanın başlangıç fiyatı 10.000 dolarken, ikinci el piyasasında bu miktarın 150.000 dolara kadar çıkabildiği biliniyor. Davacılar, Hermès’in bu tür yapay “kıtlık” politikaları ile hem markanın prestijini artırmaya hem de çantaların değerini korumaya çalıştığını savunuyor.
Davacılar ayrıca, Hermès’in belirli VIP müşterilere ve ünlülere ayrıcalıklı muamele yaparak, onları sıradan müşterilere göre daha öncelikli tuttuğunu iddia ediyor. Bu özel müşterilerin, genel müşteri kitlesine göre daha hızlı ve kolay bir şekilde istedikleri çantaları alabildikleri belirtiliyor. Bu durumun, müşteriler arasında haksız rekabet yarattığı ve tüketici haklarının ihlal edildiği savunuluyor.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Hermès ise iddiaları kesin bir dille reddederek, şirket politikalarının tamamen yasal ve etik olduğunu savunuyor. Marka kıtlık yaratma iddialarına karşı çıkarak, yüksek talep nedeniyle ürünlerin zaman zaman stoklarda tükenebileceğini belirtiyor. Ayrıca, VIP müşterilere yönelik ayrıcalık iddialarının da gerçeği yansıtmadığını dile getiriyor.
Diğer taraftan Hubspot’un yayımladığı makaleye göre yıllarca beklemeden (en azından on yıllarca) Birkin sahibi olmak için yapılması gereken bazı şeyler var. Bunun başındaysa ürüne tamamen hâkim olmak, mağazayla hatta satış temsilciyle yakın ilişkiler kurmak geliyor. Hubspot bir Birkin alabilmek için yüzbinlerce dolar alışveriş yapan Birkinseverlerden de bahsediyor. Hatta verilen örneklerden birinde Birkin alabilmek için beş yıl boyunca mağazada 150 bin dolar harcayan bir müşteri bile var. Birkin’e dava açan müşterilerin çıkış noktası da tam olarak bu: Birkin alana kadar markanın farklı ürünlerine yeni bir servet harcama gerekliliği yaratılması. Üstelik bunu yapabilmek için Birkin almak istediğinizi belirtmeniz yeterli değil, teklifin mağazadan size gelmesi gerekiyor.
Marka her ne kadar iddiaları reddetse de moda dünyasında sular epey bulanmışa benziyor. Zira dava lüks moda markaları ve tüketici hakları konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Hukukçular, davanın sonucunun, lüks markaların satış stratejileri ve müşteri ilişkileri üzerinde önemli etkiler yaratabileceğini belirtiyor. Eğer davacılar haklı bulunursa, Hermès’in ve benzeri markaların pazarlama stratejilerini yeniden gözden geçirmesi gerekebilir. Bu durum, lüks moda endüstrisinde yeni yasal düzenlemelere ve denetimlere yol açabilir. İşte bu yüzden tüm gözler dava sonucuna çevrilmiş durumda.