Web sitemizde çerezler ve benzeri izleme teknolojileri kullanılmaktadır. Çerezlerin ve benzeri izleme teknolojilerinin pazarlama/reklam faaliyetleri, sitemizin daha işlevsel kılınması ve kişiselleştirilme amaçlarıyla kullanımına onay verebilir veya ‘’Tercihler’’ butonu ile çerezleri yönetebilirsiniz.
Haziran 2023
Sürdürülebilir mental sağlık mümkün mü?
SAĞLIK BİR BÜTÜNDÜR!
irleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH’ler) daha adil, eşitlikçi ve sürdürülebilir bir dünya yaratmak amacıyla küresel eylem için “ortak bir plan” işlevi görüyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) de kabul ettiği gibi, “mental sağlık olmadan genel sağlık veya sürdürülebilir kalkınma olamaz” çünkü mental sağlık bu çabanın önemli bir ayağını temsil ediyor. Yani aslında mental sağlığımızın da sürdürülebilir olması gerekiyor. Forbes’ın haberine göre dünya genelinde, mental sağlık sorunları olan insanların üçte ikisinden fazlası ihtiyaç duydukları bakımı alamıyor. Haberde Project Hope’un bir ifadesine yer veriliyor ve düşük ve orta gelirli ülkelerde mental sağlık sorunları olan kişilerin %85’inin tedavi edilmediğinin altı çiziliyor; hatta dünyanın en gelişmiş ülkelerinin bile bu konuda ilerleme kaydetmekte zorlandığı belirtiliyor. Haberde COVID-19 pandemisinin yarattığı travmanın küresel mental sağlık krizini daha da derinleştirdiği söyleniyor. The Lancet’te yayımlanan bir araştırmaya göre, virüsün en çok etkilediği bölgelerde depresyon ve anksiyete vakalarında ciddi artışlar yaşandı. Uzmanlar COVID-19’un 53,2 milyon ek depresif bozukluk ve 76,2 milyon ek anksiyete bozukluğu vakasına yol açtığını tahmin ediyor.
Diğer taraftan mental sağlık dendiğinde akla gelen ilk kelimeler sürdürülebilirlik, iklim değişikliği ve çevre olmuyor ancak bu unsurlar mental sağlık ile birçok yönden kesişiyor. Mental sağlığı sürdürülebilirlik perspektifinden incelemek için çevre, ekonomi, sosyal engel veya zorluklar gibi unsurları da göz önünde bulundurmak önemli. Zira sürdürülebilirlik sadece doğrudan çevresel etkilerle değil, mental sağlık gibi bakım gerektiren diğer yollarla da ilgili. Örneğin eko-kaygı terimini ele alalım. Bu, son zamanlarda sıkça kullanılan yeni bir terim. Tanımı konusunda bir fikir birliği var ve aslında oldukça açıklayıcı: Eko-kaygı, iklim değişikliği nedeniyle sıkışmış ve güçsüz hissetme, bunun getirebileceği korku duygusu nedeniyle endişe veya stres yaşama duygusudur. Uzmanlara göre eko-kaygının mental sağlık üzerinde önemli sonuçları olabiliyor; kronik stres, depresyon ve anksiyeteye yol açabiliyor. Bu bulgular, Grönland İklim Değişikliği Perspektifleri 2018-2019 Ulusal Anketi sonuçlarıyla da ortaya konmuş durumda. Bununla birlikte, eko-kaygının üstünden gelmek için verilecek kişisel kararların ve hayata geçirilecek uygulamaların, örneğin bireysel karbon ayak izinizi azaltarak bu krize kişisel olarak daha az katkı sağladığınızı hissetmenin rahatlatıcı etkisi olabiliyor.
Peki genel anlamda mental sağlığımızı zinde tutmak ve sürdürülebilir kılmak için neler yapabiliriz?
Kişisel sınırlarımızı korumak
Bazen hepimizin hayatımızdaki bazı alanlara sınır koymakta zorlandığımız zamanlar olur. Ancak bu durum kronik hale geldiğinde, mental sağlığımız üzerinde olumsuz etkiler yaratır. Bunun önüne geçmek için öncelikle “hayır” demenin normal olduğunu kanıksamak ve “hayır” demeyi öğrenmek gerekiyor! Bu, bizi sıkışmışlık hissinden kurtaracak ve sınırlarımızı korumamıza yardımcı olacak anahtar kelime.
Öz bakımı ihmal etmemek
Üretkenlik ve verimlilik kültüründe, her zaman “yoğun” olduğumuzu kabul edelim. Ancak kendimize zaman ayırmadığımızda bu durum tükenmişlik hissine yol açabilir. Öz bakım hayatın farklı alanlarındaki yaşam standardımızı artırır ve herkes için farklı anlam ifade edebilir. Bunun için kendimize 10 dakika ayırıp bizi mutlu eden şeyler üzerine düşünmeye başlamak ve harekete geçmekten korkmamak gerekiyor.
Tüketimi azaltmak
Sosyal medya ve 24 saatlik haber döngüleri sürekli olarak bize bir şeylerin kötüye gittiğini anlatırken, hayat bunaltıcı hale gelebilir. Sosyal medya ve haber tüketimimizi sınırlandırmak, kaygıya neden olan duygularımızı azaltmamıza ve günlük hayatımızda daha fazla “var olmamıza” yardım edebilir.
Destek almaya açık olmak
Desteklendiğimizi hissetmek mental sağlığımız için çok önemlidir. Sevdiklerimizle vakit geçirmek sevildiğimizi ve yenilendiğimizi hissetmemize yardımcı olur. Arkadaşlarımız ve ailemiz aracılığıyla destek bulabiliriz ancak ihtiyaç duyduğumuzda uygun bir terapiye katılmak da destek almak için harika bir yol olabilir.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Bedenimizi ihmal etmemek
Sağlık bir bütündür, zihnimiz ve bedenimiz birbiriyle bağlantılıdır. Bu nedenle iyi beslenmek, egzersiz yapmak ve kaliteli uyumak mental sağlığımız için sağlam bir temel oluşturmamıza yardımcı olacak yollardır.