Web sitemizde çerezler ve benzeri izleme teknolojileri kullanılmaktadır. Çerezlerin ve benzeri izleme teknolojilerinin pazarlama/reklam faaliyetleri, sitemizin daha işlevsel kılınması ve kişiselleştirilme amaçlarıyla kullanımına onay verebilir veya ‘’Tercihler’’ butonu ile çerezleri yönetebilirsiniz.
Ağustos 2023
Azın Bereketi
YAŞAM TARZI DEĞİL, YAŞAMA BİÇİMİ
z çoktur” felsefesi, minimalist bir düşünce biçimi olarak yaşamda basitliği ve sadeliği benimsemenin insanların daha mutlu ve özgür hissetmelerine yardımcı olabileceğini söylüyor. Tüketim toplumunun ve aşırı tüketimin getirdiği olumsuz etkileri azaltmayı amaçlayan ve asıl önemli olanın sahip olunan maddi zenginlik değil, manevi değerler ve deneyimler olduğunu vurgulayan bu felsefe birçok kültür ve gelenekte de kendine yer buluyor. Özellikle doğu felsefelerinde azla yetinmenin bolluk, bereket ve huzur getireceği düşünülüyor. Az eşyaya sahip olmak, gereksiz karmaşadan kaçınmak, az tüketmek, daha az atık üretmek, odaklanmak, anda kalmak, zamanı kaliteli kullanmak bu felsefenin beraberinde getirdiği kavramlar. Ama özellikle yoğun şehir hayatlarında tüm bunları hayata geçirmek ya kolay olmuyor ya da süreklilik arz etmiyor. Küçük bir sahil kasabasına yerleşme hayali özellikle şehir hayatının karmaşasında kulağa ferahlatıcı gelse de, Azın Bereketi: Japonya Kırsalından Sade Yaşam Dersleri isimli kitabın yazarı Andy Couturier’in de dediği gibi azın çokluğunu bir yaşam tarzı değil yaşama biçimi haline getirmek gerekiyor.
Andy Couturier kitabında kentsel Japonya’daki ana akım yaşamı doğa, sanat, arkadaşlar, lezzetli yemekler ve bol zaman gibi lükslerle çevrili bir yaşam için terk eden on erkek ve kadını anlatıyor. Geleneksel Doğu tinsel bilgeliği ve kültüründen yararlanan bu öncüler modern yaşamın stresinden, tüketiminden, meşguliyetinden ve teknoloji bağımlılığından kurtulurken geçirdikleri derin kişisel dönüşümleri anlatıyor. Bu kitap, onların mutluluk ve geçimlerini sağlamakta kendilerine güvenen sanatçılar, filozoflar ve çiftçiler olarak tatmin dolu hayatlarını okurlarla buluşturuyor. Andy Couturier, bizi bu bireylerin günlük yaşamlarının derinlerine girmeye davet ederek bizim de kendi yaşamlarımıza nasıl daha fazla anlam ve zenginlik katabileceğimizi gösteriyor.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Couturier okurlarına bu kitabı okurken aceleye getirmemelerini tavsiye ediyor. Modern sistemin zamanımızı çaldığının bir gerçek olduğunu söyleyerek bu kitabı alelacele okuma dürtüsüne karşı koyarsak, kitapta bahsedilen yavaşlatılmış hayata dair bir fikir edinmeye başlayabileceğimizin altını çiziyor ve ekliyor: “Buradaki insan hikâyeleri ve felsefeleri, umuyorum ki bu yaman keşmekeşten bir çıkış yolu gösterir size. Ancak sadece farklı olasılıklara bir pencere açması, sizleri sıradışı insanlarla tanıştırması ve belki tebessüm etmenizi veya gülmenizi sağlaması da bir başlangıçtır.”
Şimdiden iyi okumalar!