Web sitemizde çerezler ve benzeri izleme teknolojileri kullanılmaktadır. Çerezlerin ve benzeri izleme teknolojilerinin pazarlama/reklam faaliyetleri, sitemizin daha işlevsel kılınması ve kişiselleştirilme amaçlarıyla kullanımına onay verebilir veya ‘’Tercihler’’ butonu ile çerezleri yönetebilirsiniz.
Eylül-2 2022
Mobilya dünyasını nasıl bir gelecek bekliyor?
SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR DÜNYADA TASARIM ÇÖZÜMLERİ
ünümüz dünyasının mimari sohbetlerinde çağdaş bağlamda betonun yaşayabilirliği, kerestenin nasıl daha sürdürülebilir bir şekilde elde edilebileceği ve bambu gibi biyolojik olarak parçalanabilen malzemelerin kentsel alanlarda nasıl yaygınlaştırılabileceği üzerine tartışmalar var. Bununla birlikte etrafımızdaki binaların içini süsleyen, zenginleştiren ve yaşanabilir kılan mobilyalardan da bahsetmemiz gerekiyor. Peki mobilya dünyasını nasıl bir gelecek bekliyor? Gerçek şu ki, bu gelecek tamamen yeni malzemelerden oluşmuyor. Mobilya tasarlamak için kullanılan mevcut malzemeleri yenilikçi yöntemlerle yeniden şekillendirmek işin kilit noktası, tasarımsal oklar ise sürdürülebilirliği işaret ediyor.
Örneğin ahşabı ele alalım... Doğal olarak yenilenebilir bir malzeme olan ahşap evlerimizi, iş yerlerimizi ve eğlence alanlarımızı dolduran sandalye, masa ve dolaplar için popüler ve sürdürülebilir bir seçim olarak öne çıkıyor. Ancak günümüzde üretilen ve dolaşımda olan birçok ahşap mobilya aslında biyolojik olarak parçalanabilir değil. Pek çok ahşap mobilya solvent, su ve aşınmadan kaynaklanan etkileri en aza indirmek için uygulanan poliüretanla kaplanmış durumda. Bir plastik türü olan poliüretanın ahşabın biyolojik olarak parçalanma yeteneğini yavaşlattığı biliniyor. Bunun çıkış yolu kaplama için tung yağı veya keten tohumu gibi bitki bazlı yağların daha geniş bir şekilde benimsenmesi olabilir. Bazı markalar tarafından sert kereste ürünlerini cilalamak için zamanla daha kolay kompostlaşan ve dolayısıyla daha çevre dostu olan biyoreçineler uygulanıyor ancak bu yaklaşımın uzak gelecekte daha yaygın hâle gelebileceği düşünülüyor.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Biyolojik organizmaların yeni malzemeler üretmek için kullanıldığı biyo üretim, ahşap söz konusu olduğunda gelecekte yaygınlaşabilecek başka bir yaklaşım... Mobilya tasarımcısı Sebastian Cox ve disiplinlerarası araştırmacı Ninela Ivanova’nın 2017 yılındaki bir projesi buna bir örnek teşkil edebilir. Proje, odun atıklarından ve bir mantar bitkisinden üretilen bir dizi lamba ve tabureden oluşuyordu. Mantarların vejetatif kısmı büyüdükçe, odun atıkları kompostlanabilir mobilyalar oluşturmak için çerçevelerin etrafını sarıyordu. Estetik anlamda ilginç bir gelişme ama küresel ölçekte nasıl üretileceği belirsizliğini koruyor.
Tasarımcılar laboratuvarda yetiştirilen selülozdan örümcek ipeğine kadar değişen malzemelerle denemeler yapsalar da, mobilya malzemelerinin geleceğinde atıkların ön planda olduğunu ve olacağını söylemek mümkün. Örneğin Hollandalı ZUIVER Group tarafından 2019 yılında üretilen bir koltuk, kısmen kahve atıklarından oluşuyordu. Mobilya markası Actiu ise kısa süre önce İspanyol Endülüs bölgesindeki sebze ve meyve kutularından elde edilen %100 geri dönüştürülmüş fiberglas ve polipropilen plastik yapımı bir sandalye piyasaya sürdü.
Mobilyaların geleceğinin, mevcut malzemelerin yenileriyle zenginleştirildiği ve daha cesur, yaratıcı formlar elde etmek için ileri dönüşüm ve geri dönüşümün yapıldığı bir yöne doğru gittiğini söylemek mümkün. Bu gelecek mobilya tasarımcısı, araştırmacı, mimar ve malzeme tedarikçileri arasında daha yakın bir işbirliğini gerektirebilir. Sizce malzemelerin nereden geldiğine ve nerede son bulduğuna daha fazla kafa yorarak, çığır açan keşif ve tasarımlara imza atılabilir mi? Neden olmasın?
Kaynak: www.archdaily.com