Web sitemizde çerezler ve benzeri izleme teknolojileri kullanılmaktadır. Çerezlerin ve benzeri izleme teknolojilerinin pazarlama/reklam faaliyetleri, sitemizin daha işlevsel kılınması ve kişiselleştirilme amaçlarıyla kullanımına onay verebilir veya ‘’Tercihler’’ butonu ile çerezleri yönetebilirsiniz.
Eylül-2 2022
Kraliçe Elizabeth’in stili neden ilham vericiydi?
KRALİÇE VE 70 YILLIK GARDIROBU
iç şüphesiz, eylül ayına damgasını vuran en önemli olaylardan biri İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in 96 yaşında hayatını kaybetmesi oldu. Ülkenin en uzun süre tahtta kalan hükümdarı olarak 70 yılı geride bırakan II. Elizabeth, bu yılın haziran ayında Platinum Jübile’sini Britanya ve İngiliz Milletler Topluluğu ülkelerinde dört gün süren etkinliklerle kutlamıştı. Kamusal ve özel görevlerde bulunmaya devam etmesine rağmen, sağlığının iyiye gitmediği konuşuluyordu. Boris Johnson’ın istifasının ardından, 6 Eylül’de Liz Truss’la el sıkışmış ve ona hükümeti kurma görevini vermişti. Truss buluşmasından hemen önce Kraliçe bembeyaz saçları, sempatik gözlükleri, gri hırkası, ekoseli eteği, siyah çantası ve elinde bastonuyla Jane Barlow’un objektifine gülümsemişti. Bu, Kraliçe’nin hayattayken çekilen son fotoğrafı olarak kayıtlara geçti. Zira tam iki gün sonra tüm dünya bir son dakika haberiyle, Kraliçe’nin İskoçya’daki Balmoral Kalesi’nde huzur içinde hayata veda ettiğini öğrendi.
Görsel istikrar ve tutarlılık
Haberin ardından Kraliçe hakkında çok şey konuşuldu. Hayat hikâyesi manşetleri süsledi; çocukları, gelinleri, torunları ve torunlarının eşleriyle ilgili haberler gündemin üst sıralarında yer buldu. Elbette Kraliçe’nin stili ve gardırobu da bu haberlerin bir parçasıydı. Neden mi? Çünkü tahtta kaldığı süre boyunca sergilediği dayanıklılık ve istikrarı giyim tarzına da yansıttı. Kraliçe olmak kesintisiz bir görev takvimi gerektiriyordu ve II. Elizabeth 1950’leri tanımlayan elbiselerden bileğinden sarkan Launer çantalara, son ana kadar bir stil ikonu olarak bu takvimi yerine getirdi. Ne giydiğine ve bu giysilerin ne ifade ettiğine çok dikkat ederek moda dünyasında kalıcı bir izlenim bıraktı. Donatella Versace, Stella McCartney, Paul Smith, Victoria Beckham gibi moda dünyasının ünlü isimleri başsağlığı dileklerini yayımlarken bunu açıkça ifade ettiler. Hemfikir olunan bir başka nokta ise Kraliçe’nin stilinin bariz bir görsel istikrar ve tutarlılık duygusu yansıttığıydı. “Diplomatik giyinme” konusunda uzmandı, kıyafetlerine sembolik unsurlar ve renkler kattı. Trendlere ilham verdi ve kendi döneminin tasarımcılarıyla ses getiren işbirlikleri yaptı. Mücevherlerinin ve taçlarının çoğunu, monarşinin diğer üyeleriyle paylaşarak bu değerli parçaların yaşamasını sağladı.
Henüz bir prensesken 20 Kasım 1947’de Prens Philip ile evlendiğinde ayrıntılı işlemeler ve 10.000 inci ile kaplı çarpıcı bir Norman Hartnell tasarımı gelinlik giyerek koridorda yürüdü. Taç giyme töreni elbisesi kısa kollu, yoğun işlemeli bir Norman Hartnell tasarımıydı; İngiliz Milletler Topluluğu’nda yer alan ülkelere ait çiçek motifleriyle süslüydü. Kraliçe, 1962’de Arabistanlı Lawrence filminin galasına bir başka Norman Hartnell tasarımıyla gitti. Elmas vurgularla süslenmiş kolsuz fildişi tafta elbisesi daha sonra bir kraliyet düğününde yeniden hayat buldu; 2020 yılında Prenses Beatrice, Edoardo Mapelli Mozzi’ye büyükannesinin bu ikonik elbisesiyle “evet” dedi.
Kraliçe yıllar geçtikçe, halka açık toplantılarda tek tip giyinmeyi benimsedi; genellikle çiçekli bir elbise, renkli bir ceket ve şık bir şapka ile halkın karşısına çıktı. Sol yakasındaki broşlar ve boynundaki inci dizileri vazgeçilmezleri arasındaydı. Görev dışındayken ise tercihi İskoç ekoseleri, İngiliz tüvitleri, hırkalar, Hunter ayakkabı, desenli bir başörtü ve Barbour palto oldu. Yılın ortalama 159 günü yağmur yağan bir ülkede, havanın da Kraliçe’nin kişisel tarzı üzerinde önemli bir etkisi vardı. Ne zaman yağmur yağsa, görünümünü kıyafetine uygun özel bir şemsiye ile tamamladı.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
“İnsanların bana inanması için görülmem gerekiyor”
Kraliçe’nin stilinin, kraliyet görevinin vazgeçilmez bir parçası olduğunu ise asla bej renk giymeyeceğini söylediğinde anlamış olduk: “İnsanların bana inanması için görülmem gerekiyor.” Elbette tüm dünya onu gördü. Parlak sarılar, pembeler, kırmızılar, maviler ve yeşillerle... Çiçek desenli bir elbisenin üzerine giydiği düz bir diz boyu ceketle... Corgi cinsi köpekleriyle vakit geçirirken giydiği ekoseli eteğiyle... İşin özü şu ki Kraliçe Elizabeth’in 70 yıllık saltanatı boyunca özenle oluşturduğu stil, gerçek bir ders niteliğindeydi!