Ocak 2 2021

Look Kitap Kulübü: Nobel ödüllü kitaplar

Ocak 2

“OKUNACAKLAR” LİSTENİZE MUTLAKA EKLEMENİZ GEREKEN KİTAPLAR…

İ

sveç Kraliyet Bilimler Akademisi, 1901 yılından bu yana düzenli olarak edebiyat, fizik, kimya, barış ve fizyoloji veya tıp alanında üstün başarı elden eden insanlara Nobel Ödülü veriyor. Edebiyat kategorisinde bu ödül, direkt olarak bir kitabın başarısına bağlı olarak değil, yazarın o güne kadarki başarısının sonucuna bağlı olarak veriliyor. Biz de bu yazımızda Nobel Edebiyat Ödüllü kitapları ve tabii ki onların yaratıcıları olan değerli yazarları bir araya getirdik.

Ocak 2

Kazuo Ishiguro / Beni Asla Bırakma

Yatılı okul Hailsham'ın öğrencileri, bahçe duvarının arkasındaki karanlık ormandan çok korkar. Hafta sonları veya tatillerde evlerine gitmez, Hailsham'dan önceki yaşamlarını hatırlamazlar. Dış dünyayla bağlantıları yoktur. Öğretmenler değil, gözetmenler tarafından eğitilirler. Spor ve sanata büyük önem veren gözetmenler, Hailsham öğrencilerine sürekli özel olduklarını hatırlatır ve bedenlerine çok iyi bakmaları gerektiğini tekrarlar. Yayımlandığı yıl Time dergisi tarafından “İngilizce yazılmış en iyi 100 roman” listesine alınan Beni Asla Bırakma, kendini yıkıma götüreceğini bile bile kaderini kabullenenlere odaklanıyor.

Ocak 2

Toni Morrison / Sevilen

Köleliğe içeriden bir gözle bakan Sevilen, çocuklarıyla birlikte kölelikten kaçan bir kadının özgürlük savaşını anlatıyor. Geçmişin ağırlığını omuzlarından yıllar sonra dahi atamayan, onun hayaletleriyle boğuşan Sethe, annelik vicdanıyla, kadınlığıyla ve ait olduğu toplumla hesaplaşıyor. Kadınlık ve annelik duygularıyla müthiş bir şekilde harmanlamış Toni Morrison’ın bu dev eseri zalimliklerle dolu bir tarihe ışık tutarken, siyahi bir ailenin merkezinde olduğu çok kişisel bir varoluş hikâyesinin duygu dolu inceliklerini anlatıyor.

Ocak 2

Albert Camus / Sisifos Söyleni

Yunan mitolojisinde adı geçen Sisifos, hilekârlığı ve kurnazlığı ile bilinen bir kraldır. Öyle ki, bu yönüyle artık sınırları zorlayan Sisifos, Tanrılar’ı fazlasıyla sinirlendirir ve sonsuza dek sürecek bir cezaya çarptırılır. Bir dağın eteğinde koca bir kaya ile baş başa bırakılan Sisifos’un cezası, bu kayayı dağın zirvesine kadar sürüklemektir. Kral uzun uğraşlar sonucunda hedefine ulaşmaya yaklaşsa da kaya her seferinde yeniden aşağıya düşer. Bu olay üzerine Sisifos, bu kısır döngünün sonsuza kadar süreceğini anlar fakat yine de Tanrılar’a meydan okuyarak defalarca kayayı dağın zirvesine doğru ilerletmeye devam eder.

Albert Camus, Yunan mitolojisindeki bu anlatıdan esinlenerek kaleme aldığı Sisifos Söyleni’nde, bu mitolojik olayı hayatla ilişkilendiriyor ve yaşam boyu süren çabamızdan çok daha fazla haz alıp tüm güçlüklere meydan okuma gücünü içimizde hissetmemizi sağlıyor.

Ocak 2

Orhan Pamuk / Kafamda Bir Tuhaflık

1969 ile 2012 yılları arasında, İstanbul sokaklarında yoğurtçuluk, pilavcılık, otopark bekçiliği gibi pek çok iş yapan Mevlut, onu başkalarından farklı kılan şeyin, kafasındaki tuhaflığın kaynağını hep merak eder. Aşkta insanın niyeti mi daha önemlidir, kısmeti mi? Mutluluk veya mutsuzluğumuz bizim seçimlerimize mi bağlıdır, yoksa bizim dışımızda mı gelişip başımıza gelir? Kafamda Bir Tuhaflık bu sorulara cevap ararken aile hayatıyla şehir hayatının çatışmasını, kadınların ev içlerindeki öfke ve çaresizliklerini resmediyor.

Ocak 2

Elias Canetti / Körleşme

Çoktandır kendi kulesine çekilmiş olan bir aydının hikâyesine odaklanan Körleşme, insanoğlunun kendi eliyle kurduğu, sonra da kendisine yabancılaşmış, düşman kesilmiş bulduğu dış çevreyi, son derece özgün bir biçimde tasvir ediyor. İnsanın gerçeklik karşısında ne ölçüde körleşebileceğini, her dönemde ve her toplumda rastlanabilen “aymaz” aydın karakterinde ustalıkla yansıtan Canetti, düşünce ile gerçeklik arasındaki kopuşun hikâyesini anlatırken yarattığı atmosferle okuru derinden etkiliyor.

Ocak 2

Ivo Andriç / Drina Köprüsü

Bir ülkeyi ve insanlarını, onların üç yüz elli yıllık tarihine tanıklık eden bir köprünün dilinden anlatan Ivo Andriç, Drina Köprüsü’nde, isyanların, salgınların, savaşların ve doğal felaketlerin gölgesinde Balkanlar’ın tarihini, eski Bosna’yı, orada yaşayan halkların paylaştığı hayatı ve bu hayatın milliyetçilikler çağında nasıl değiştiğini, efsane ve masallarla zenginleştirerek aktarıyor.