Web sitemizde çerezler ve benzeri izleme teknolojileri kullanılmaktadır. Çerezlerin ve benzeri izleme teknolojilerinin pazarlama/reklam faaliyetleri, sitemizin daha işlevsel kılınması ve kişiselleştirilme amaçlarıyla kullanımına onay verebilir veya ‘’Tercihler’’ butonu ile çerezleri yönetebilirsiniz.
Nisan 2 2021
Sürdürülebilir kozmetikler
DOĞAYA SAYGILI GÜZELLİK...
ozmetik ürünlerde sürdürülebilirlik, dünya çapında giderek daha çok tüketicinin önceliği haline geliyor. Tüketiciler markaların ürünlerini daha sürdürülebilir hale getirmesini bekliyor; bu beklenti kozmetik markalarını susuz formüller, karbon nötrlüğü ve yeniden kullanılabilir veya yeniden doldurulabilir ambalaj çözümleri gibi sürdürülebilir yeniliklere yönlendiriyor.
Sürdürülebilirlik, tamamen olumlu bir etki sağlamak için bir ürünün tüm üretim zinciri boyunca sosyal, çevresel ve ekonomik yönleri dikkate almak anlamına geliyor. Doğal kozmetik söz konusu olduğunda sürdürülebilirlik yalnızca bileşenlerin nasıl tedarik edildiğine veya ürünün nasıl üretildiğine değil, aynı zamanda üretim ve üretim sonrasındaki süreçlere de atıfta bulunuyor.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Temiz içerik: Sürdürülebilir kozmetikler paraben, BHA ve BHT, sodyum lauril sülfat, petrokimyasal ürünler, formaldehit, alüminyum, silikon, ftalatlar, MEA (monoetanolamin), pigmentasyon boyaları gibi içerikler kullanılmadan üretiliyor. Doğal hammaddelerin etik şekilde tedarik edilmesi; üretimde enerji ve su tüketimi ile atık yönetiminin dikkate alınması; ambalajlamanın kompostlanabilir, biyoçözünür, geri dönüştürülebilir malzemeden yapılması; nihai ürünün biyoçözünür olması tam bir sürdürülebilirlik yaklaşımı için dört vazgeçilmez unsur olarak öne çıkıyor.
Plastik ayak izi: Araştırmalar plastik kozmetik ambalajların çöp depolama sahalarında çözünmesinin 1000 yıl alabildiğini gösteriyor. Bunun yanı sıra lavabo deliklerinden geçerek kanalizasyon sistemine karışan toksik kimyasalların ve mikro plastiklerin de ekosisteme ve su yaşamına zarar verdiğini gösteren araştırmalar mevcut. Gezegenin geleceğini önemseyen farkındalık sahibi tüketiciler bu konuyu özellikle mercek altına almış durumda.
Yeniden kullanılabilirlik: Geçtiğimiz birkaç yıldır kozmetik markaları yeniden kullanılabilir veya yeniden doldurulabilir ambalaj formatları oluşturma konusundaki taleplere de karşılık vermeye çalışıyor. Bu tür ambalajlar aşırı tüketimi azaltmaya, daha döngüsel bir ekonomiyi teşvik etmeye ve yeni bir değer unsuru sunmaya yardımcı oluyor.
Karbon nötrlüğü: Karbon nötrlüğü, markaların çevre ve iklim üzerindeki etkisini azaltmaya yönelik bütüncül bir yaklaşım olarak biliniyor. Tüm tedarik zincirine bakıldığında günümüzde daha çok marka hem tüketicilere hem de gezegene fayda sunmayı amaçlayan karbon nötr ürünler piyasaya sürüyor. Görünen o ki önümüzdeki birkaç yıl içinde çok sayıda tüketicinin ağırlıklı olarak odaklanacağı nokta bu olacak; tüketiciler kullandıkları markanın karbon izini yakından takip edecek.
Susuz formüller: Çoğu cilt ve vücut ürününün yüzde 95’e kadarı sudan oluşuyor, aktif bileşenlere ise yüzde 5’lik bir pay kalıyor. En sevdiğiniz nemlendirici, serum veya şampuanın etiketini kontrol ettiğinizde, muhtemelen suyun ilk bileşen olduğunu göreceksiniz. Su kaynaklarını korumaya yönelik bir yaklaşım olan susuz güzellik, kozmetik ürünlerinin içeriğinde su yerine bitkisel kaynaklı yatıştırıcılara ve nemlendirici yağlara ağırlık verilmesi anlamına geliyor. Ürünleri susuz formüle etmek, aktif bileşenlere daha fazla yer verilmesiyle markaların ürünleri daha güçlü hale getirebilmesine olanak tanıyor. Ayrıca su sınırlı bir kaynak olduğu için susuz kozmetiklerin çevresel ve sürdürülebilirlik açısından da faydaları büyük.
Satın alma kararları gezegenimizin geleceğini etkiliyor
Tüketiciler, yeniden kullanılabilir ve geri dönüştürülebilir ürünleri teşvik etmede kilit bir rol oynuyor çünkü talepleri sürdürülebilir uygulamaları ve eylemleri şekillendirmeye yardımcı oluyor. Tüketicilerin ürünün içeriğiyle ilgili şeffaflık talebini karşılayabilmeleri için markaların önemli adımlar atması elzem hale geliyor. Doğal ve organik kozmetik ürün tüketicileri satın alma kararlarıyla, doğaya saygılı uygulamaları benimseyen markaları ve ürünleri destekleyerek kozmetiklerin küresel çevresel ayak izini azaltmaya ciddi şekilde katkıda bulunuyor.