Web sitemizde çerezler ve benzeri izleme teknolojileri kullanılmaktadır. Çerezlerin ve benzeri izleme teknolojilerinin pazarlama/reklam faaliyetleri, sitemizin daha işlevsel kılınması ve kişiselleştirilme amaçlarıyla kullanımına onay verebilir veya ‘’Tercihler’’ butonu ile çerezleri yönetebilirsiniz.
Mart 2 2021
Önlenemeyen yükseliş: Les Benjamins
BİR SENTEZ HİKÂYESİ…
azarlama kurallarının bir numarasında şu yazar: Hikâye satar! Bu dünyanın içinde olmasanız bile tercih ettiğiniz markalara ya da ürünlere ve onları tercih etme sebeplerinize baktığınızda bunu derinden hissedebilirsiniz. Öncelikle marka dünyasında hiçbir şeyin tesadüf olmadığını söyleyelim. 2011 yılında kurulan ve bugün dünyanın en büyük markalarıyla işbirliği yapan Les Benjamins bunun en yakın örneklerinden biri. Peki onun hikâyesi ne?
Bünyamin Aydın, tekstil sektörünün içinden gelen bir aileye sahip. Bu yüzden moda ve giyim elbette hayatı boyunca radarında olmuş. Zaman ilerledikçe kendini fotoğrafçılık, mimari, müzik, edebiyat gibi alanlarda geliştirmeye adarken, Türkiye ile Avrupa arasında mekik dokumuş. İşte hikâyenin çıkış noktası burası. Les Benjamins başlangıçta piyasaya yalnızca tişört tasarımlarıyla temkinli bir giriş yapsa da, Bünyamin Aydın’ın anlatmak istediklerini de beraberinde getirmişti.
Hayatı boyunca birkaç kültürü aynı anda tanıma şansı bulmuş olması, markası Les Benjamins’in her kültüre uygun bir sentez ortaya çıkarmasını sağlıyor. Les Benjamins ismi ise hepsinin birleşiminden geliyor. Bünyamin isminin çoğu dilde ayrı telaffuz edilmesi, Bünyamin Aydın’ın tam olarak aradığı şeye dönüşüyor. Herkese seslenebilmek. İsminin nasıl okunduğunun sorulduğu bir röportajında “siz nasıl okursanız,” diye cevap veriyor. Ona göre markanın birleştirici DNA’sı tam olarak burada, isminde başlıyor.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Çoğu zaman “sokak modası”nın hızlıca kaybolduğu kaygan bir zeminde emin adımlarla ilerleyen Les Benjamins, herkesin kendinden bir parça bulmak isteyeceği bir marka... “Kendilik” hali markanın en çok tutunduğu kavramlardan biri. Zaten markanın peşinde olduğu şey moda değil, kültür. Les Benjamins yaşadığımız coğrafyanın zengin kültüründen aldığı ilhamı, evrensel bir vizyon ile harmanlayarak dünyaya göstermek isteyen modern bir moda markası.
Les Benjamins imza attığı ilklerle de adından söz ettiriyor. Örneğin Paris Erkek Moda Haftası kapsamında sunum yapan ilk Türk marka oldu. Ardından Milano ve Paris moda haftalarında boy gösterdi. Les Benjamins şu an dünya çapında bir marka; tasarımları Harvey Nichols, Antonioli, Saks 5th Avenue gibi lüks mağazalarda kendine yer buluyor. Bünyamin Aydın ayrıca Nike’ın işbirliği yaptığı 12 isimlik kısa listede yer alan ilk Türk tasarımcı.
Peki Les Benjamins kimlere hitap ediyor? Aslında kendi hikâyesine sıcak bakan herkese. Bununla birlikte kreatif işler yapan ve dünyaya bu gözle bakanlar çoğunlukta. Aslında markanın hikâyesindeki sentez burada da devreye giriyor. Gerçek hikâyeler ile gerçek insanları birleştirmek, yani sadece bir moda tasarım markası değil, bir yaşam tarzı sunmak. Bunun altyapısında ise müzik, sanat, tarih ve fotoğrafçılığın da dahil olduğu farklı sanat ve kültür dalları var. Onun için bir tişört yalnızca bir tişört değil…
Yıllar boyunca kendi bağlantılarını kullanarak hikâyesini anlatan Aydın, ürünlerinin satıldığı mağazalarla da uyumlu olması gerektiğine inanıyor. Ona göre bu uyumu yakaladığınız sürece, Jared Leto gibi isimlerin üzerinde Les Benjamins markasını görmek mümkün.