Web sitemizde çerezler ve benzeri izleme teknolojileri kullanılmaktadır. Çerezlerin ve benzeri izleme teknolojilerinin pazarlama/reklam faaliyetleri, sitemizin daha işlevsel kılınması ve kişiselleştirilme amaçlarıyla kullanımına onay verebilir veya ‘’Tercihler’’ butonu ile çerezleri yönetebilirsiniz.
Haziran 2 2021
Avrupa’nın en ilgi çekici sanat mekânlarının geçmiş yüzü
ESKİDEN PATEN PİSTİYDİ, ŞİMDİYSE…
abrikadan paten pistine geçmiş yaşamlarında farklı bir amaca hizmet eden mekânlar bugün çağdaş sergi alanlarına ev sahipliği yapıyor.
Wiels / Brüksel
1862’de Belçikalı Wielemans-Ceuppens ailesi unlu mamuller ve kumaş ticaretinin ardından, bir girişim daha yaparak bira işine girmeye verir. Yenilikçi teknikler peşinde olan aile, Brüksel’de yepyeni bir bira üretim salonuna yatırım yapar... 1930’da mimar Adrien Blomme tarafından tasarlanan ve “modernizmin mükemmel bir örneği” olarak övgü alan çarpıcı bina Blomme Binası veya Wielemans Kulesi olarak da bilinir... Binanın bugün hâlâ endüstriyel geçmişinin izleriyle dolu olduğunu söyleyebiliriz. 2005-2008 tadilatları sırasında, bira fabrikasının bakır fıçıları ve fayans gibi bazı orijinal parçaları restore edilmiş ve bina 2007 yılında çağdaş sanatın merkezi olarak yeni bir hayata başlamış. Şu anda ise 19 bin metrekarelik sergi alanına ek olarak bir oditoryuma, misafir sanatçılar için atölyelere, bir kafe ve kitapçıya ev sahipliği yapıyor.
TJ Boulting / Londra
1808 yılında kurulan TJ Boulting & Sons o dönemler gaz, elektrik, sıhhi ve sıcak su mühendisliğinin yanı sıra menzil ve soba üretimi yapıyormuş. Londra, Fitzrovia’nın kalbinde yer alan binanın girişinde hâlâ orijinal Art Nouveau harflerle şirketin adını görmek mümkün. 1903’te binaya taşınan şirketin ilgi çekici de bir şöhreti var; şirketin Windsor Kalesi’ne ilk sifonlu tuvaleti taktığı söyleniyor. 2011 yılında, binanın köklerinden ilham alan Gigi Giannuzzi ve Hannah Watson, TJ Boulting’i yayınevinin yeni galeri alanı olarak kurmuş: fotoğraf, foto muhabirliği ve çağdaş sanat başlıklarında uzmanlaşmış Trolley. Galeri son on yıldır, yükselişteki sanatçıların dinamik çalışmalarıyla ününe ün katmış durumda.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
La Patinoire Royale - Galerie Valérie Bach / Brüksel
Neoklasik tarzı ve iç mekânı doğal ışıkla dolduran kemerli pencereleriyle dikkat çeken yapı, 1877’de Brüksel’de dünyanın ilk paten pistlerinden biri olarak inşa edilmiş. 1900 yılında bu alan bir Bugatti garajına, daha sonra da İkinci Dünya Savaşı sırasında bir silah deposuna dönüşmüş. 2015 yılında Valérie Bach mekânı satın alınca, John-Paul Hermant mimarlarını burayı uluslararası modern ve çağdaş sanat için bir merkez haline getirmeleri için görevlendirmiş. Pierre Yovanovitch yönetimindeki 3.000 metrekarelik iç alan, o zamandan beri Joana Vasconcelos, Carlos Cruz-Diez, Martine Feipel ve Jean Bechameil gibi isimlerin çarpıcı çağdaş sanat çalışmalarına ev sahipliği yapıyor.
KW Çağdaş Sanat Enstitüsü / Berlin
KW, günümüzde radikal çağdaş sanatın merkezi olarak bilinse de, binasının geçmiş yaşamı en az şimdiki hali kadar ilgi çekici... Orijinal Barok yapı, 1794’te konut amaçlı inşa edilmiş, şu anda da Berlin, Auguststraße’deki en eski binalardan biri olmaya devam ediyor. Enine uzanan kanadı 1877’de endüstriyel amaçlar için, sonrasında da Alman Demokratik Cumhuriyeti döneminde Berolina Margarinefabrik adında bir margarin fabrikası olarak kullanılmış. 1991’de Klaus Biesenbach, Alexandra Binswanger, Philipp von Doering, Clemens Homburger ve Alfonso Rutigliano bu eski fabrika ortamının potansiyelini fark eden isimler arasında yer almış. KW, bu yıl 30. yıl dönümünü kutlamak için Renée Green ve Susan Philipsz gibi isimlerin sergilerine ev sahipliği yapıyor.
Fişekhane / İstanbul
Fişek Fabrikası diğer adıyla Fişekhane, savaşlarla dolu bir dönem olan 19. yüzyılın ilk yarısında, Osmanlı Devleti’nin ve ordusunun modernleşme çabalarının göstergelerinden biri olan “Zeytinburnu Fabrika-i Hümâyûnu” bünyesindeki önemli yapılardan biri olma niteliğini taşıyor. Endüstriyel kimliğiyle kentin geçmişinde çok özel bir yere sahip olan ve yüz yılı aşkın süredir kamunun kullanımına kapalı kalan bu tarihi yapı oldukça kapsamlı bir restorasyon çalışmasıyla yeniden yaşama kazandırıldı. Özgünlüğü korunarak, büyük bir hassasiyetle restore edilen ve günün ihtiyaçları doğrultusunda yeniden işlevlendirilen Fişekhane, 19. yüzyıl mimarisinden izler taşıyan tarihi atmosferiyle ziyaretçilerini büyüleyici bir yolculuğa çıkarıyor. Fişekhane kültür sanat merkezi, sahneleri, sinemaları, galerileri, gurme restoranları, birbirinden keyifli kafeleri, yöresel lezzetler sunan organik pazarı ve daha birçok değeriyle konuklarına gerçek bir semt yaşamı sunuyor.
Bomontiada / İstanbul
1890’da Feriköy’de kurulan Bomonti Bira Fabrikası, dönemin en büyük yatırımlarından biri olarak biliniyor, öyle ki fabrikanın ününün artması bulunduğu semtin de aynı isimle anılmasına yol açmış. 1930’lu yıllarda üretimine büyüyerek devam eden Bomonti Bira Fabrikası, 1940 yılında Tekel tarafından devralınmış; uzun bir süre aktif olarak çalışan tarihi fabrikanın faaliyeti 1991 yılında durdurulmuş. Bir semte ismini veren bu kompleks bugün multidisipliner bir kültür programı çevresinde kültürel faaliyetlere, gösterimlere, konserlere, görsel ve işitsel performanslara, yemek festivallerine, kreatif toplantılara ve benzer etkinliklerin gerçekleştiği bir merkez olarak hizmet veriyor.