B
irbirlerinden binlerce kilometre uzakta olan Japonya ve
İskandinavya’nın ortak bir noktası olacağı kimin aklına gelirdi?
Belli ki mimarların! Tasarım açısından sadeliğe ve işlevselliğe,
doğal malzeme tutkusuna ve işçiliğe duydukları derin saygıyla
bu iki ülke mimaride bir araya geliyor.
Net çizgiler, nötr tonlar ve doğal dokular içeren mobilyalar, iç mekân
tasarımları ve hatta yemek takımları… Tasarımcılar, İskandinavların
“hygge” (sade ve rahatlık duygusu veren) kavramıyla Japonların “wabisabi”sini (kusurun içindeki güzellik) sessiz bir atmosfer içinde uyum
sağlayabildikleri için seviyor. Hiç kuşkusuz hem Japonlar hem de
İskandinavlar, özenle ve uzun süre dayanması amacıyla yapılmış
tasarımlara ayrı bir değer veriyor. Durmadan bir şeylere yetişmeye
çalıştığımız dünyada evde aradığımız huzuru ve sakin ortamı sağlayan
Japandi, tasarımlarda adını her gün biraz daha fazla duyuruyor.
Peki Japandi’yi evlerinize nasıl uygularsınız?
Son bir buçuk yılda pratik yaşamanın önemini fark ettiğimiz kadar,
doğayla olan bağımızı da yenilemek istediğimiz bir gerçek. Japandi
abartısız karakteriyle her ikisine de kucak açan bir tasarım şekli.
Doğa ile bağlantı kurun
Doğayı iç mekânlarınıza davet ederek, şehirleşen ve giderek kaotik hale
gelen bir dünyada yaşam kalitenizi artırabilirsiniz. Bitkilerin topraksı renk
paletleri, Japandi estetiğinin ayırt edici özelliklerinden. Işık ve görüntüyü
dengelemek için tavandan tabana uzanan pencereler tercih etmek dış
dünyayla bağınızı artırırken, zemininizde şaşırtıcı ışık ve gölge oyunları
yaratmanızı sağlayabilir.
Doğal malzemeleri kullanın
Ham ahşap, Japandi’nin olmazsa olmazlarından. Nefes alan, organik şekilli
ahşaplar mimari unsurlar olarak kullanılabilir. Bunun yanında lif, pamuk,
keten, yün ya da deri gibi doğal malzemelerle destekleyeceğiniz tasarım
objelerini de seçimlerinize ekleyebilirsiniz. Bir mekân doğal unsurlarla
dekore edildiğinde Japandi tarzını gerçekten hayata geçirecektir. Bununla
birlikte bu sadece evinize ahşap ve bambu gibi organik malzemeleri dâhil
etmek zorunda olduğunuz anlamına gelmez; aynı zamanda doğal olarak
sakinleştirici bir atmosfer uyandıracak taze ev bitkileri de dâhil olmak
üzere bol miktarda “yeşil” kullanabileceğiniz anlamına gelir.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Ayrıntıları minimumda tutun
Japandi’de alanlarda oluşturacağınız derinlik algıları da önem taşır. Hafif,
açık, düzenli alanlar yaratmak, bunu belki sürgülü kapılar ya da kapaklarla
detaylandırmak mümkün. Japandi ayrıntıları göz önünde tutmayı sever;
duvara asılı bir çiçeği, yapılmış bir deseni ahşap çerçeve içine alarak öne
çıkarmak gibi…
Yeni tür bir minimalizmi kucaklayın
Minimalizm mümkün olan en az eşyayı temsil ederken, Japandi derinlik
algısına ve vurgulara dikkat eder; sizinle ilgisiz olanların ortalıkta
görünmemesini önemser. Bunu yaparken amacı gerçekten içinde
olmaktan huzur duyacağınız, tamamen “sizin” olan bir mekân yaratmaktır.
Japandi boş mekân hissinden ziyade yumuşak geçişleri sever.
Nötr bir renk paleti seçin
Her iki tasarım stilinin de ortak özelliği sakin ve nötr renk paletlerini
sevmesidir. Japandi’nin huzurlu doğasını evinizde yaşatmak istiyorsanız,
duvarlarda beyaz, krem ve bej tonlarını tercih edebilirsiniz. Steril ve
rahatsız edici görünümden kaçmak içinse mobilyalarda çok koyu olmayan
derin tonlara yönelebilirsiniz. Ahşap malzemelerde bambu, döşemelerde
ise çikolata tonları kullanarak zengin bir denge yakalamanız mümkün.
Farklı mobilya stilleri seçin
Hem Japon hem de İskandinav mobilya tasarımları temiz ve sade çizgiler
sunsa da tarz olarak tamamen aynı değiller. İskandinav mobilyaları daha
açık, daha parlak ve daha modern olma eğilimindeyken ve esas olarak
minimalizm ve işlevselliğe odaklanırken, Japon tarzı daha derin tonların
yanı sıra daha zarif şekilleri birleştirme eğilimindedir. Tam bir Japandi
tarzına sahip olmak istiyorsanız; düz kontürlü İskandinav tarzı aydınlatma
ve armatürleri kavisli ve koyu desenli Japon masalarıyla birleştirebilirsiniz.
Aksesuarlarla kendinizi gösterin
Bir duvar için büyük bir tablo seçebilir ve gerisini boş bırakabilirsiniz.
Fazla aşırıya kaçmadan rahatlık içeren bir hygge öğesi eklemek için
oturma alanınızı battaniye ve birkaç yumuşak yastıkla dekore edebilirsiniz.
Raflar ve sehpalar için daha küçük aksesuarlar sözkonusu olduğunda,
doğal görünümlü malzemeleri de tercih edebilirsiniz. Daha fazla boyut
ve uyum için mantar, taş ve hatta beton gibi yeni bir malzemeye de
gidebilirsiniz.