Web sitemizde çerezler ve benzeri izleme teknolojileri kullanılmaktadır. Çerezlerin ve benzeri izleme teknolojilerinin pazarlama/reklam faaliyetleri, sitemizin daha işlevsel kılınması ve kişiselleştirilme amaçlarıyla kullanımına onay verebilir veya ‘’Tercihler’’ butonu ile çerezleri yönetebilirsiniz.
Haziran 2 2021
Lina Cavalieri’den ilham alan tasarım
"ONLARI YAPMAYA BAŞLADIM VE ASLA DURAMADIM…
800’lü yılların sonu… Bir gece yarısı... Roma sokaklarında ertesi gün dağıtılacak olan gazeteleri özenle katlarken şarkı söyleyen bir kadının sesi yankılanır… Bu, o kadar güzel ve duru bir sestir ki, oradan geçen birinin kulağını aşkla doldurur. Ona yardım etmek, yol göstermek ve sesinin yüzlerce insanı aynı şekilde mest etmesini sağlamak hiç de zor olmaz. Bu kadın 1900’lü yılların ikon yüzü ve sesi Lina Cavalieri’den başkası değildir. Şarkı söylediği o sokaklarda, bundan neredeyse bir asır sonra güzel yüzünün hâlâ bir simge olabileceğinden haberi yoktur ama işin aslı şu ki Cavalieri kusursuz güzelliğiyle, yaşadığı dönemde birçok sanatçıya ilham verdi. Piero Fornasetti de bu isimlerden biriydi. 1944 yılında hayatını kaybeden Cavalieri’nin yüzünün asla unutulmamasını sağlayacak belki de tek isim…
Piero Fornasetti, 1950’lerde kurduğu markasıyla İtalyan tasarım dünyasının bir simgesi haline geldi. Şimdilerde oğlu Barnaba tarafından yönetilen atölye, sürrealist sanata olan eğlenceli bakış açısıyla bilinir. Her ne kadar tasarımlar hayvan, mimari, güneş ve ay gibi sık yinelenen motiflerden oluşsa da hiç kuşkusuz Cavalieri, Fornasetti’nin imza tasarımıdır. Bugün tabaklardan sandalyelere, minderlerden mumlara kadar aklınıza gelmeyecek kadar çok farklı versiyonda onun yüzünü görmek mümkün. Fornasetti, “Onları yapmaya başladım ve asla duramadım,” diye tanımladığı Cavalieri’nin yüzünün 300’den farklı varyasyonunu kullanır tasarımlarında.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
O hiç kuşkusuz altın yıldızlı İtalyan tasarımcılarından biriydi. Tıpkı akranları gibi, ürettiklerinde İtalyan kültürünün geleneksel unsurlarını yeniden yorumladığı da oldu: Piranesi’nin gravürleri, Palladio’nun mimarisi ve Pirandello’nun oyunlara olan özel takıntıları… Ama onu esas alışılmadık kılan şey; var olanlarla yeni formlar ve tipolojiler yaratmak yerine kendine özgü illüstrasyonlar kullanmaya odaklanmasıydı. Aynı nesneleri tekrar tekrar aynı şekil ve boyutlarda üreterek, illüstrasyonları için boş tuvallere dönüştürürdü. 1940’ların sonlarına doğru Fornasetti, sadece esprili figüratif illüstrasyonların kendine özgü tarzını tanımlamıştı. 1959’da Yves Saint Laurent ve Coco Chanel saflarına katılarak moda alanına yaptığı önemli katkılardan dolayı Neiman Marcus Ödülü’nü kazandı. Ama hiç şüphesiz görkemli tarzı 80’li yıllarda yeniden keşfiyle gündeme gelecekti. Post-modernistler onu o kadar sevmişti ki Sotheby’s bir parçasını 15 bin dolara satarak rekor kırdı.
Bugün Fornasetti’nin alışılmadık estetik tarzı her zamankinden daha güçlü, daha canlı ve bizi hâlâ şaşırtmaya devam ediyor. 11 binden fazla farklı motif içeren mirasının koruyucusu Barnaba, babasının arşivini tutkuyla yeniden gözden geçirdi. Ve onun en önemli eserlerinden bazılarını yeniden canlandırdı. Şimdi bunları kendi atölyesinde yeniden yaratıyor. Aynı şekilde babasının zanaat geleneklerine uygun olarak kendi eserlerini de orada yapmaya devam ediyor. Barnaba aynı zamanda Fornasetti’nin iç mekân, mobilya, cam, kristal, ipek, giyim, sahne dekorları, baskı, resim, şiir ve çizim alanlarında eşit derecede üretken çalışmalarıyla birlikte, seramiğinin yüzlerce örneğini, hazırladığı Fornasetti: The Complete Universe adlı kitapta sergiliyor. Fornasetti bugün bile bir aşk nesnesi olmaya devam ediyor. Koleksiyonerlerin biriktirmekten mutluluk duyduğu, bazen bir tasarımının 250 bin dolara alıcı bulduğu bu çılgınlık furyası yakın dönemde bitecek gibi görünmüyor!