Web sitemizde çerezler ve benzeri izleme teknolojileri kullanılmaktadır. Çerezlerin ve benzeri izleme teknolojilerinin pazarlama/reklam faaliyetleri, sitemizin daha işlevsel kılınması ve kişiselleştirilme amaçlarıyla kullanımına onay verebilir veya ‘’Tercihler’’ butonu ile çerezleri yönetebilirsiniz.
Haziran-2 2020
Tasarımın acımasız ve eğlenceli yüzü
AĞIR DÖKÜM BETON BACAKLAR ÜZERİNE ZARİF METAL KAFES... LÜKS ANLAYIŞININ ENDÜSTRİYEL DURUŞLA BİRLEŞTİĞİ TASARIM: THE MESH
ndüstriyel tarzdaki tasarımların her geçen gün yükselişine şahit oluyoruz. Kusursuzluktan uzak duvarlar, metalin ve betonun yoğunlukla kullanıldığı objeler… Her şeyin daha natürele döndüğü bir dünyada endüstriyel tarzda döşenmiş evler üzerinde ne kadar çalışılmış olsa da günümüz modasının “çabasız güzellik” anlayışının mimarı bir bakış açısı diyebiliriz. Mimari detaylarda kirişlerin, tuğla ve çimentonun sıkça karşılaşılacağı bu tasarımlarda evin ham halinin tüm güzellikleri ortaya konuluyor. Başlı başına iddiasız olsa da bütüne bakıldığında son derece sade, iyi düşünülmüş, belki bir miktar maskülen evler akımın etkisiyle büyümeye devam ediyor. Yani sonsuz ışıltıyla parlayan, pürüzsüz yüzeyler artık lüks anlayışının tek kaynağı değil. Beton tezgâhlar, metalik yüzeyler, metal ayaklar karşımıza daha sık çıkıyor artık.
Endüstriyel tarz aslında dünyayı 2000’li yılların başında etkisi altına almaya başlamıştı. Ancak dönemin “dokunulmamış” unsurları elbette şimdilerde biraz daha tasarım anlayışına bürünmeyi başardı. Ham tasarımların arasına yerleştirilen vintage objeler ya da tasarımların tamamlayıcı dokunuşlarının ahşap gibi daha yumuşak materyallerden olması bu dönemin farklarından. Yani ne kadar çok endüstriyel malzeme kullanırsanız, doğaya atıfta bulunacak objeleri de o kadar dengelemeniz yerinde olur. Kablolarla sarkıtılmış görünümdeki lambanın aydınlattığı masada ahşap sandalyeler kullanmak gibi… Her ne kadar yıldız materyaller metaller, koyu renkler ve tuğlalar olsa da onların ortaya çıkmasını sağlayacak renkler kullanmak da keyfinize kalmış.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Anurag Sharma, Nishant Jonathan ve Pravinsinh Solanki’nin tasarımı the Mesh de bunun kanıtlarından biri. Ağır döküm beton bacakların üzerindeki zarif metal kafes, onu hem sert, hem acımasız, hem de aslında bir o kadar eğlenceli bir tasarım objesi haline getiriyor. Farklı renklerde hem bank hem de sandalye şeklinde tasarlanmış olan the Mesh zıtlığı olduğu kadar basitliği de simgeliyor. Her ne kadar öyle görünmese de tasarımcılarının anlattığına göre epey de rahatlar.